Uzunca bir aradan sonra herkese merhaba.
Yazıma bu güzel havuz fotoğrafıyla başlamamın elbet bir nedeni var:) Malum mevsimlerden yaz olunca insan daha bir geziyor, yazmaya çizmeye daha az vakit bulabiliyor.Ya da en azından benim için öyle oldu. Son birkaç ayda keşfettiğim yerleri artık resmetmenin ve yazıya dökmenin vakti geldi.
Bayram tatilinde Gökçeada-Bozcaada ikilisinden hangisine gitsek, nerde kalsak gibi dertlenirken son dakikada kalabalık çılgınlığına kurban gitmeyelim vaktimiz az biz en iyisi kafamızı dinleyelim dedik. İyiki de öyle yapmışız nitekim Bozcaada'da bayramda yiyecek ekmek kalmamış onu öğrendik bin şükrettik!
Şile yakınlarındaki Lavanda butik oteli tesadüfen okuduğum bir e-dergiden keşfettim. Birkaç resmine baktıktan sonra tam da aradığımız yerin burası olduğunu anlamak zor olmadı. İstanbul'a arabayla yarım saat mesafede cennetten bir köşe Lavanda.
Yazıda kalacağınız bu yer hakkında benim gözümden detayları bulacaksınız..
Umarım beğenirsiniz.
Lavanda'da farklı boyutlarda ve özelliklerde toplamda 9 tane oda bulunuyor. Her biri çok özenle, keyifle dekore edilmiş odalarda kalmak ayrı bir zevk.
Benim en sevdiğim özelliklerden biri heybetli tavanı ve beyaz ahşap dokusu oldu. Beyaz kullanılan mobilyalarda, tavan ve yer ahşabında gerçekten çok keyifli bir bütünlük yaratmış.
Odalarla ilgili Ahmet Bey'den öğrendiğim çok hoş bir detay var. Odaların hepsinin adları farklı çiçekler ve ağaçlar. Merak edip kendisine sordum nedenini. Meğer her oda adını kendi önündeki bitkiden alıyor. Mesela bizim kaldığımız oda Manolya'nın hemen sağında manolya çiçeği var ve adı da buradan geliyor. Selvi odası selvi ağacına bakıyor, vs..
Öğrendim ki Feryal Hanım'ın çizdiği bu mobilyaları Feriköy'de adını vermeyeceğım bir marangoz yapıyormuş. Bazı bilgileri kendime saklıyorum:)
Gerçi böyle bir yerde çalışabilmek bana uzak ama yine de çok şık bir çalışma masası.
Bu yatak baş uçluğuna gerçekten bayıldım.
Pablo Neruda'dan şiirler. Yatağın baş ucuna bırakılan kitaplar bence bu mekanın ne denli farklı olduğunu gösteren ince bir detay.
Gardolabın içindeki mis kokulu lavantalı askılıklar..
Banyo..Hani şöyle demek geliyor içimden orada yıkanılmaz yaşanır. Çanakkale Seramik'in desenleriyle, müthiş bir zevkle dekore edilmiş. Burada vakit geçirmek ayrı bir keyif..
Belki tuhaf gelecek ama ben bu tuvalet kağıtlıklarını çok sevdim. Feryal Hanm'ın İtalya'dan getirdiği bu dantel işli parçalar aynı zamanda Lavanda butikte de satılıyor..
Tam güneşin batışı, balkonda kahve sefası..Söze ne gerek var ki..
Burası ana lobiden restorana ve bahçeye açılan iç mekan. Birbirinden farklı mobilyalarla değişik dekorlar yaratılmış. Bu mobilyalar geniş odanın içinde farklı oturma köşeleri oluşturuyor.
Bu tatlı odada oturduğunuzda Feryal Hanım tarafından büyük bir itinayla ve zevkle seçilmiş klasik müzik parçaları dinliyorsunuz. Otelin 6 farklı noktasında 6 farklı müzik çalınıyor. Ağırlıklı olarak mekanın ruhuna uygun caz ve klasik müzikler seçilmiş.
Özellikle kışın kar yağdığında elinizde sıcak bir kahveyle bu koltuklarda oturup dışarıyı izlemenin ne büyük bir zevk olabileceğini hayal ediyorum..
Butik otelle Şen ailesinin şu anda yaşadığı evi birbirinden ayıran bölgede bu güzel oturma grubu yer alıyor. Öylesine keyifle kurulmuş bir köşe ki biraz vakit geçirmeden buradan geçmez istemiyorsunuz.
Bu fotoğraf aslında bana çok şeyi anımsatıyor, ama bilmeyene ne anlatır bilemiyorum..Düşünün ki sıcak bir havada ağacın gölgesinde hafif hafif esen bir rüzgar, sadece yaprak ve kuş sesleri..Kahvaltı sonrası çay ve gazete keyfi için ideal..
Mekanda her türlü detay düşünüldüğü gibi spa da unutulmamış. Jakuzisinden, masaj odalarına, saunasına her şeyi bulabilirsiniz..İki Bali'li bayan burada size unutulmaz bir masaj keyfi yaşatacaklar.
Yemekler..Nerde başlasam nasıl anlatsam..Kahvaltı, yine bahçede yeşilliklere karşı yapılıyor Bol oksijen,doğal sebzeler, reçeller ve daha neler neler.
Farkettim ki akşam yemeğinden sadece bu fotoğrafı çekmişim. Sonrasında gelen yemeklerle nasıl bir zevke dalmışsam tamamen unutmuşum resmetmeyi. Burada araya kısa bir ayrıntı girmem gerekiyor. Ahmet ve Feryal Sen'in oğulları Emre İtalya'ya master için gittiğinde aşçılığa merak salıp yoluna buradan devam etmeye karar vermiş. Aile butik otelleri Lavanda'yı kurduklarında ise Emre Sen de buranın mutfağının sorumluluğunu üstlenmiş. Her gün sabah kendisi o günün menüsü için alışverişini yapıyor. Kullanılan tüm malzemeler doğal ve taze. Ben o gece fırında oğlak eti yedim. Şu anda yazarken bile hatırlıyorum ve içim gidiyor...Olur da şansınız yaver giderse ve o günün menüsünde oğlak etine rastlarsanız hiç tereddüt etmeyin derim.
Bu güzel bayan Feryal Hanım. Üniversitede resim eğitimi aldıktan sonra uzun bir süre Çanakkale Seramik'in tasarım bölümünü yönetmiş. Bu otelin tasarımdaki her ince detayda da kendisinin zevkini hissediyorsunuz..
Ahmet Bey işletme okuduktan sonra ev tekstili işiyle ilgilenmiş. Yurtdışındaki markaların koleksiyonlarını burada ürettirmişler. Şimdi kendisi butik otelinin ve buradaki hayatının tadını çıkarıyor. Otele ilk giriş yaptığınızda size etrafı gezdiren Ahmet Bey'i orada bulunduğunuz süre boyunca her türlü işle ve detayla ilgilenirken görecek ve kendisine saygı duyacaksınız.
Ve evet bu tatlı çift bir hayallerini Lavanda Otel'de gerçek kılmışlar. Bizlere ise onların bu hayallerini paylaşmak ve bundan zevk almak kalıyor..