5/27/2010

Lüküs hayat lüküs hayat...



Lüküs hayat lüküs hayat yan gel de yat oooohhhh keyfine bakkk!


Valla dün bir dergide okuduğum bu taze uygulama şaşırttı beni. Gün geçmiyor ki farklı bir fikir, farklı bir girişimcilik projesiyle karşılaşmayalım. Efendim malum gün içinde en fazla düşündüğümüz şey ne yiyip ne içeceğimiz.Öğle araları mekan seçme stresi günün rutinlerinden biri haline geldi. Sürekli hazır yemekler yemekten ve sağlıksız beslenmekten tüm metabolizmamız şaşmış durumda. Bir de üzerine kilo verme derdi. Falan filan..

Buyrun size 5 gün içinde en sağlıklı biçimde 1 kilo vermeyi garantileyen bir uygulama:


Rafinera, beslenme uzmanları ve gurme şefler eşliğinde, tercih ve ihtiyaçlarınıza yönelik günlük mönülerinizi size özel olarak tasarlayan ve adresinize teslim eden bir beslenme planı servisi.
Beslenme planları sağlıklı ve dengeli beslenme konsepti üzerine kurulu. Günlük mönüler beslenme uzmanları ve gurme şeflerinin gözetiminde kişiye özel olarak hazırlanıyor.

Öncelikle sizin tercih ettiğiniz beslenme planına göre günlük almanız gereken kalori miktarları hesaplanıyor. Şefler bu hesaplama ve alınan kişisel beslenme bilgileri doğrultusunda size en uygun lezzetleri oluşturuyor.
Servis 3 ana + 2 ara olmak üzere günlük toplam 5 öğünden oluşuyor. Kişisel ihtiyaçlara yönelik olarak beslenme paketleri 2 ana + 2 ara (akşam öğünü dahil edilmeden) veya 1 ana + 2 ara (işyeri paketi) şeklinde olabiliyor.
Size özel tasarlanan beslenme paketi her gün istediğiniz adrese dilediğiniz zaman aralığında ulaşıyor. Böylelikle sabah kapınıza gelen beslenme paketinizle hem yemek derdini unutuyor hem de fazla kilolardan kurtuluyorsunuz. E tabii tahmin edeceğiniz üzere bunun da bir bedeli var....

 
10 Günlük Paketler (Günlük Fiyatlar)*
3 ana+2 ara                           1 ana+2 ara
(Tüm gün paketi)                 (İş yeri paketi)
De-Light 41 YTL                     31 YTL
Fit&Well 41 YTL            31 YTL
Vegetarian 41 YTL                  31 YTL



30 Günlük Paketler (Günlük Fiyatlar)*
3 ana+2 ara                          1 ana+2 ara
(Tüm gün paketi)               (İş yeri paketi)
De-Light 39 YTL                  29 YTL 
Fit&Well 39 YTL         29 YTL
Vegetarian 39 YTL               29 YTL
Daha detaylı bilgi için www.rafinera.com

5/22/2010

Agora İskenderiyeli Hypatia'yı Sunar - Bir kadın filozof..


Alejandro Amenabar 1972 doğumlu Şili'li ve aslında pek çoğumuzun filmlerini bayılarak izlediğimiz ama adını bir türlü hatırlayamadığınız bir yönetmen. Nicole Kidman'lı muhteşem gerilim filmi "The Others" ve ötanaziyi tartıştığı filmi "İçimdeki Deniz" desem eminim o yönetmen mi! diyeceksiniz.

                    

Haftasonu izlediğim 2009 yapımı filmi Agora sayesinde çok taze birbilgi edindim.



Acaba hangimiz Roma felsefe tarihinde oldukça önemli bir yeri olan İskenderiyeli Hypatia'yı ömrümüzde bir kere olsun duyduk? Malum lise sıralarından itibaren bir şekilde felsefe tarihini ya kendi isteğimizle ya da zorla okuyoruz. Şahsen bir kere bile benim karşıma çıkmadı. Zaten ilginçtir tüm felsefe tarihinde hiçbir kadın ismi karşıma çıkmadı??

Evet filmin konusu Hypatia'nın tam bir biyografisi olmasa da o dönemde yaşamış Hypatia'nın çevresinde şekilleniyor. Böylelikle bizler de tarihte böyle bir kadının yaşamış olduğunu beyaz perdeden öğrenmiş oluyoruz.



Hypatia wikipedia'da şöyle yer alıyor:

"İskenderiyeli Hypatia (Yunanca: Υπατία; 370–415), o zamanların üniversitesi kabul edilen İskenderiye'deki Museion'da felsefe, matematik ve astronomi dersleri vermiştir. Platon ve Aristoteles'in tanıtılmasında dersleri etkili olmuştur. Tam olarak onun felsefesi bilinmemekle birlikte, daha az metafizik içerikli bir Yeni-platonculuk olduğu varsayılmaktadır. Hypatia M.S. 415’te dönemin ilk Hıristiyanları tarafından fikirlerinden dolayı ölüme mahkum edilmiştir. Hristiyanların şiddetine karşı felsefeyle cevap verip  onlar saldırdıkça daha çok felsefeye sarılmış ve felsefeyi kendi savunma aracı yapmıştır.Kurallara uymayan bu kadın taşlarla linç edilerek öldürülmüştür. İnançsız bir kadın filozof olarak tanınmıştır. Zamanının iktidar ilişkilerinde ve politikada yeri olduğu sanılmaktadır ve etkili bir kişi olması nedeniyle bazı entrikaların kurbanı olduğu düşünülmektedir.  Hypatia çağının yegane bilim kadını olarak bilinir. Zeki ve güzel bir kadın olarak zamanındaki erkek dünyasında etkili olmuştur. Aritmetik alanında 13 ciltlik bir yapıtı sözkonusudur. Bununla birlikte ne felsefe ne de bilim tarihinde adı belirgin bir şekilde geçmemektedir. "



İnsan ister istemez merak ediyor. Erkek egemen kültürlerin biçimlendidiği tarih acaba başka hangi kadınların isimlerini silmiştir sayfalardan? Ya da acaba kaç tane filozof kadın cadı olduğu düşünülerek taşlanarak veya yakılarak öldürülmüştür??? Çok yazık..

5/19/2010

Bir Harry Connick Jr. İstanbul'dan Geçti...


Bazıları için yüce rabbim bu insanı boş zamanında mı yaratmış denir ya hani; eğer böyle bir şey varsa emin olun Harry Connick Jr. bu şanslı kullardan biri. Bir diğeri de bence Norah Jones!
Bir insan bu kadar yakışıklı olsun, sesi de bu kadar güzel olsun, üstüne bir de muhteşem piyano çalsın o da yetmezmiş gibi iyi de bir aktör olsun. Yok artık diyorsunuz ama gerçek işte.
Kendisi dün akşam İstanbbul'dan esti geçti. Muhteşem bir konserdi. Her dinlediğimde bilumum romantik komedileri hatırladığım bu ses, dün kanlı canlı karşımızdaydı.
Elbette en favori filmlerimden biri When Harry Met Sally'nin müziklerini yapmış olması kendisine olan bağlılığımı bir kat daha artırıyor.



Sahnede binbir türlü espriyle tüm dinleyenleri hem güldürdü hem eğlendirdi. İlginçtir ki annesi bir dönemler İstanbul'da yaşamış. Bu nedenledir ki her zaman bir gün bu şehre gelmeyi hayal edermiş. Tüm gün kapalı çarşıyı ve eski İstanbul'u gezmekten provalarını yapamamış. Lokum yemekten neredeyse konser sırasında mide spazmı geçiriyordu. Ne alaka ama demeyin! Konser boyunca bir sohbet ortamı yarattı ki elimizde bir kahvelerimiz eksikti. Neredeyse eee Harry'cim daha daha nasılsın? diyecek kıvama geldik. E tabii anlatıcı bir de aktör olunca hikayelerini dinlemek başka bir keyifli oluyor. (bu arada sonradan hatırladım izleyenler için Will&Grace'de Grace'in eşini oynuyordu!)

Bir daha gelse yine giderim dediğim konserlerden biriydi. Henüz dinlememiş olanlara şiddetle tavsiye ederim. Stresli bir günün ardından rahatlamak için birebirdir!

5/15/2010

İKSV 17.Uluslarası Caz Festivali - Biletler Satışta!!

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın organizasyonuyla 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali, 1–20 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Festival 50’nin üzerinde konser, 300’ü aşkın yerli ve yabancı sanatçıyla yine İstanbul’u bir caz kentine dönüştürmeye hazırlanıyor. Dopdolu bu programdan sizin için seçtiklerim...
TÜNEL ŞENLİĞİ CAZSEVERLERİ SOKAKLARA ÇAĞIRIYOR!

İstanbul Caz Festivali bu yıl bir ilki gerçekleştirerek Tünel’i bir şenlik alanına çeviriyor! Festivalin ilk hafta sonunda, 3 Temmuz Cumartesi akşamı düzenlenecek Tünel Şenliği’yle festival, kentin kültür-sanat yaşamının nabzının attığı Tünel ve Galata bölgesinde “festival içinde festival” yaratacak. Cumartesi akşamı saat 18.00’de başlayacak şenlik, Beyoğlu ve Galata bölgesinde sokaklarda ve değişik mekânlarda ücretli ve ücretsiz konserler, atölye çalışmaları, özel sergiler ve ikramlarla gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam edecek. Tünel Şenliği’nin ayrıntılı programı, bölgede birbirine yakın mekânların haritası üzerinden takip edilebilecek. Salon, Nardis Jazz Club, Hollanda Konsolosluğu Bahçesi, Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi ve Muammer Karaca Tiyatrosu gibi Tünel bölgesinin renkli mekânlarında gece boyunca sahne alacak sanatçılar arasında Larry Graham & Graham Central Station, The Panorama Jazz Band, Emir Ersoy Projecto Cubano, Maffy Falay Sextet, Jungle Boldie, Timuçin Şahin Quintet ve 2010 Türkiye’de Japonya yılı etkinlikleri kapsamında konser verecek Rika Ogawa gibi isimler yer alıyor.

CAZ’DA PİYANONUN USTASI CHICK COREA FREEDOM BAND’LE İSTANBUL CAZ FESTİVALİ’NDE


Caz müziğin en ünlü piyanist ve bestecilerinden Chick Corea, “müziğin özgür ruhlarının birleştiği” bir proje olarak tanımladığı yeni grubu Chick Corea Freedom Band’le 7 Temmuz Çarşamba akşamı festivalin ilk Açık Hava konseri için sahnede olacak.  Konseri saat 21.00’da başlayacak.
16 Grammy ödüllü usta piyaniste İstanbul konserinde, caz takipçilerinin yakından tanıdığı efsanevi müzisyenler eşlik edecek: Uzun yıllar Miles Davis’le birlikte çalan ve bugün cazın en yetkin isimleri arasında sayılan Kenny Garrett, akustik ve elektrik basın en önemli ustalarından Christian McBride ve 50 yıldır tekniğiyle caza yön veren, bu yıl 85 yaşına giren efsanevi davulcu Roy Haynes…

CAZIN UNUTULMAZ SESİ TONY BENNETT “ŞAKIR ECZACIBAŞI ANISINA” İLK KEZ İSTANBUL’DA



1950’lerden günümüze gelen bir efsane, cazın unutulmaz seslerinden Tony Bennett, 15 Temmuz Perşembe akşamı tekrarı olmayacak bir konser ile ilk kez İstanbul’da! Şakir Eczacıbaşı anısına düzenlenen konserde, Tony Bennett, cazseverlere unutulmaz bir gece yaşatacak.Biri “Yaşam Boyu Başarı” olmak üzere tam 15 Grammy ödülü alan Tony Bennett, her yaş grubundan müzikseverin gönlünü çelen, nesil farkını yok eden bir sanatçı. Caz standartları ve baladlara getirdiği unutulmaz yorumlarla ünlenen İtalyan asıllı Amerikalı caz şarkıcısı, “Great American Songbook” olarak adlandırılan geleneğin ikonlaşmış seslerinden. K.D. Lang ile yaptığı düet albümünün yanı sıra, Michael Bublé, Elvis Costello, Celine Dion, Diana Krall, Bono gibi isimlerle yaptığı çalışmalarla da caz ve pop dünyasının en önemli isimleri yer alıyor.
Bu muhteşem gecede Tony Bennett’tan önce sahnede ünlü caz piyanisti Kerem Görsev olacak. Kerem Görsev Trio gecenin açılışını saat 20.00’de yapacak.

CANLI PERFORMANSIN KRALİÇESİ GRACE JONES TÜM İHTİŞAMIYLA
 AÇIK HAVA’DA



Etkileyici sesi ve çarpıcı sahne performansıyla tanınan, disco’dan rock’a, 70’lerden günümüze uzanan efsane şarkıcı Grace Jones, ilk kez İstanbul’da! Kariyerinin hiçbir döneminde gösterişli tavrı ve görüntüsünden ödün vermeyen, geçtiğimiz yıl çıkardığı son albümü Hurricane ile bir kez daha dünyayı sarsan Grace Jones, 16 Temmuz Cuma akşamı saat 21.00’da Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde.Jamaika doğumlu kontralto şarkıcı Grace Jones, çok özel bir vokalist olmanın yanı sıra, androjen görüntüsü ve iddialı sahne şovlarıyla da tanınıyor. 1977 yılında yayınladığı ilk albümü Portfolio’dan bu yana stil ikonu kimliğini taşımaya devam eden Jones’un diskografisi Island Life, Nightclubbing gibi ikonlaşmış yapıtlarla dolu. Unutulmaz klasikleri “Slave to the Rhythm”, “I've Seen That Face Before (Libertango)” ve “Pull Up To the Bumper” ile hafızalara kazınan sanatçıyı dünya gözüyle izlemek için kaçırılmayacak bir fırsat!

R&B VE SOUL’UN GÜÇLÜ İSMİ SEAL UNUTULMAZ ŞARKILARIYLA İSTANBUL’DA


“Killer”, “Crazy” ve Grammy ödüllü “Kiss From A Rose” gibi unutulmaz hitleriyle günümüz müziğinin yıldız isimlerinden Seal, İstanbul Caz Festivali’nin bu yılkı yıldız konuklarından… Son albümü Soul ile modern R&B ve soul müziğinin en güçlü seslerinden olduğunu bir kez daha kanıtlayan Seal, 19 Temmuz Pazartesi akşamı saat 21.00’de Cemil Topuzlu Açık Hava Sahnesi’nde!1963 yılında Nijeryalı bir baba ve Brezilyalı bir anneden dünyaya gelen Seal, Londra’da yaşayan İngiliz bir ailenin yanında büyüdü. Mimarlık eğitimi ve modellik kariyerinin ardından, Nat King Cole’un kadife sesini anımsatan ses rengi ve şarkı söyleyiş biçimiyle dikkatleri çekip profesyonel olarak şarkı söylemeye başladı. 1990’lardan bu yana birçok uluslararası hitin sahibi olan Seal, duygusal ve dokunaklı şarkılarıyla dünya çapında milyonlarca hayran kazandı ve eleştirmenler tarafından övgü yağmuruna tutuldu. Seal, hiçbir konserinde onu yalnız bırakmayan, Alman süpermodel Heidi Klum’la olan mutlu evliliğiyle de dünya magazin basının odağındaki isimlerden...

MARTHA WAINWRIGHT’IN SICACIK SESİNDEN UNUTULMAZ
 EDITH PIAF ŞARKILARI


Müzisyen Wainwright Ailesi’nin Rufus Wainwright’tan sonra bir üyesi daha İstanbul Caz Festivali’nde! Kanada’nın folk müzik alanındaki en ünlü isimlerinden Martha Wainwright, efsanevi Fransız şarkıcı Edith Piaf’ın şarkılarını seslendirdiği projesiyle 6 Temmuz Salı gecesi saat 22.00’de Sepetçiler Kasrı’nda. Folk müzisyenleri Loudon Wainwright III ve Kate MacGarrigle'ın kızı ve ünlü ozan-şarkıcı Rufus Wainwright’ın kız kardeşi Martha Wainwright, hayatındaki en etkileyici figürlerden biri olan Edith Piaf’a adadığı “Martha Wainwright Sings Piaf” projesiyle her ülkede övgüler topluyor. Piaf’ın şarkılarını 8 yaşından beri dinleyen ve şarkı söyleme stilinde Piaf’ın izlerini taşıyan Wainwright, tutkulu ve romantik yorumlarla seslendirdiği Piaf şarkılarıyla İstanbul Caz Festivali’nin konukları arasında…

BUIKA ÇARPICI YORUMUYLA SEPETÇİLER KASRI’NDA



Çağdaş İspanyol ve Latin müziğini caz ve flamenkonun melankolisiyle harmanlayan usta şarkıcı Buika, 20 Temmuz Salı gecesi saat 22.00’da Sepetçiler Kasrı’nda sahne alacak. Özellikle son albümü El Último Trago ile Türkiye’de de büyük bir hayran kitlesi kazanan Buika, yayımladığı birbirinden güzel albümlerle, olağanüstü vokalinin yanı sıra iyi bir şarkı yazarı olarak da tanınıyor. Geçtiğimiz sene İspanya’nın Grammy’si olan “Premio de la Música” ödülünü kazanan Buika’yı sahnede izleyen eleştirmenler, performansları tek bir kelimeyle tanımlıyor: ”muhteşem”. Sahneyi izleyiciyle derin bir bağ kurabildiği bir mekân olarak gören Buika’yı izleyen herkes kelimenin tam anlamıyla büyüleniyor.

İSVEÇ’İN NORAH JONES’U LISA EKDAHL’DAN BOĞAZ’A KARŞI BOSSA NOVA



Lisa Ekdahl, sıcak ve çocuksu vokali, caz, bossa nova ve folk müziğin birleştiği birbirinden güzel şarkılarıyla İstanbul’da! 13 Temmuz Salı gecesi The Marmara Esma Sultan’ın muhteşem atmosferinde “İsveç’in Norah Jones’u” olarak adlandırılan şarkıcı ve besteci Lisa Ekdahl, popüler şarkısı “Vem Vet” ve çok satan pop-caz albümü Heaven, Earth and Beyond ile İstanbullu müzikseverlerin beğenisini kazanmıştı. Sanatçı, kendi yazdığı şarkılardan oluşan son albümü Give Me That Slow Knowing Smile ile hayranlarından ve eleştirmenlerden yine övgüler topluyor.

LAURA FYGI VE AYHAN SİCİMOĞLU LATIN ALL STARS’LA YERİNİZDE DURAMAYACAĞINIZ BİR GECE



Yumuşacık, enfes sesi ve başarılı caz, swing ve Latin müziği yorumlarıyla dünya çapında bir yıldız olan Hollandalı sanatçı Laura Fygi de festivalin yıldız konukları arasında. Laura Fygi’ye, Türkiye’nin en renkli müzisyenlerinden vurmalı çalgılar ustası, ritim profesörü Ayhan Sicimoğlu ve topluluğu Latin All Stars eşlik edecek  The Marmara Esma Sultan’da 14 Temmuz Çarşamba gecesi saat 22.00’da başlayacak bu hareketli gecede Laura Fygi ve Ayhan Sicimoğlu Latin All Stars, dans etmeyi sevenlerin ayaklarını yerden kesecek.

CAZ VAPURU

Her yıl, festivalin vazgeçilmezleri arasında yer alan Caz Vapuru halatlarını topluyor; festival coşkusu Caz Vapuru ile bir kez daha Boğaz’a açılıyor! Caz Vapuru bu yıl yolculuğuna, 4 Temmuz Pazar günü, New Orleans’lı, enerjik bando The Panorama Jazz Band ve repertuarlarında caz standartlarından ünlü müzikallere çeşitli parçalar bulunan İstanbul Saksafon Kuartet eşliğinde çıkıyor.


**FESTİVALİ BİLETLERİ 15 MAYIS CUMARTESİ GÜNÜ SATIŞA ÇIKIYOR!


17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin biletleri 15 Mayıs Cumartesi günü saat 10.00’da satışa çıkıyor. Festival biletleri;

- BİLETİX satış noktaları, - BİLETİX çağrı merkezi (0216 556 98 00) - www.biletix.com ve
- İKSV binasından (Sadi Konuralp Cad. No: 5 Şişhane) alınabilecek.
17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin bilet fiyatları 20 TL ile 200 TL arasında değişiyor. Bilet alımlarına kredi kartı geçerli olacak. 17. Uluslararası İstanbul Caz Festivali’nin 1 Temmuz Perşembe günü The Marmara Esma Sultan’da gerçekleşecek Açılış Konseri’ni izlemek isteyen izleyiciler için sınırlı sayıda bilet Biletix satış kanalları ve İKSV binasında satışa sunulacak.

5/13/2010

Coenzyme-Q10

Biri bana dur desin!
Enerji verenler ailesinden vitamin haplarına ve içeceklere pek de inancım yoktu açıkcası. Kendisi doktor olan ablamın şiddetli tavsiyeleriyle kullanmaya başladığım Q10 ile bu ön yargularımdan kurtuldum. Her sabah kahvaltıdan sonra aldığınız bu küçük kırmızı hap ile tüm günü canlı dinamik geçirebiliyorsunuz.
Malum hayat yorucu. İş, güç,sinir, stres yoruyor bünyeleri. Bu hırpalanmanın gidericisi olarak böyle takviyeler almak sanırım artık şart oldu. Peki nedir bu koenzim Q10?

"Sıklıkla COQ 10 veya CO Q10 olarak adlandırılan, Q10 Koenzimi, vücutta doğal olarak oluşan bir besindir. Q10 Koenzimi kalp rahatsızlıkları, arteroskleroz ve hipertansiyona yararlı olarak gösterilmiştir.

Bilim adamları Koenzim Q10 un diyabet, Parkinson rahatsızlıkları, kolesterolü düşürme ve migren ciddiyetini azaltma tedavilerinde de yararlarını görmektedir. CoQ 10 un aynı zamanda antioksidan ve yaşlanmayı geciktirici özellikleri var gibi görünmektedir.
.Co enzyme Q10 vücudunuzda enerji üretimi için esastır ve kalbiniz gibi fazla enerji kullanan dokularda yüksek yoğunlukta bulunur.
Araştırmalar Co Q10 un, kolesterolü düşürmede yardımcı olması, arterosklerozu engellemesi ve yüksek kan basıncını düşürmesi nedenleriyle kalp sağlığı için esas olduğunu göstermiştir.
Koenzim Q10, soya fasulyesi, badem ve ceviz gibi tohumlar, etler, uskumru, sardunya gibi bazı balık türleri ve ıspanak, bezelye, sarmısak, lahana gibi bazı sebzelerde olmakla birlikte miktar olarak çok düşüktür."

Önerilir...

5/10/2010

www.myistanbulinfo.com - Keşfedin!!


Bir süredir tüm etkinliklerin ve yeni mekanların haberini aldığım yeni bir site var. http://www.myistanbulinfo.com/!
Aslında Avrupadaki pek çok şehir için var olan bir sitenin İstanbul ayağını oluşturuyor. Gezginlere her anlamda destek olan böyle bir web ağına bizim şehrimizin de katılmış olması göğsümüzü kabartmıyor değil.



Kabuğumdan çıkmalı ve etrafta neler olup neler bitiyor gezmeli görmeli diyenlere duyurulur!!!

5/01/2010

Yepyeni bir albüm - İLK RENK



Osmanlı – Türk müziğinin yeniden doğuşu 
İLK RENK
Bu yazıda bahsedeceğim albümün yaratıcısı Güç ile arkadaşlığımız üniversite yıllarına dayanır. Onu hep elinde gitarıyla hatırlarım. Müzik aşkının canlı bir göstergeisidir o benim için. Üniversitede keşfettiği bu aşkını besledi, büyüttü ve en sonunda bu günlere geldi. Boğaziçinden mezun olup bankada çalışan arkadaşlarına inat o inandığının peşinden koştu. Ekonominin bu kadar sürprizle dolu olduğu bir memlekette, müziğin mini etekli popçu kadınlarla alkışlandığı bir ülkede şirket kariyerini geri çevirip müziği seçmesi bile aslında övgüyü hak ediyor.

Uzun lafın kısası, o bu işi gönlüyle yapan bir insan. O kadar da güzel yapıyor ki, bu topraklardan böyle insanların çıkmasına sevindiriyor bizleri. Bu albümü alın, dinleyin..Pişman olmayacaksınız!!!

Aşağıda albüm tanıtımını bulabilirsiniz ve ayrıca kendisini buradan da takip edebilrsiniz.: http://www.gucbasargulle.com/

----------------------------------------------------------------

Güç Başar Gülle’nin Osmanlı-Türk müziği kavramlarını temel alarak, bu müziği bugüne ait bir anlayışla işlediği albümü ‘İlk Renk’ A.K. Müzik etiketiyle müzik marketlerdeki yerini aldı.
Temel olarak Osmanlı-Türk müziğinin bugün de yaşadığını ve gelecek için belli açılımları olabileceğini göstermeyi amaçlayan bu ‘ilk’ albümde Güç Başar Gülle (ud), Volkan Hürsever (kontrbas) ve Türker Çolak’la (vurmalılar) çalıştı.
Hepsi(bir parça dışında) Güç Başar Gülle’ye ait olan eserler hücum(canlı) kayıt tekniğiyle kaydedildi ve parçaların üzerindeki bilgisayar müdahalesi minimum seviyede tutuldu.


Boğaziçi Üniversitesi Felsefe ve Berklee Caz Kompozisyon bölümlerinde lisans eğitimi aldıktan sonra İTÜ Klasik Batı ve Türk müziği alanlarında kompozisyon ve teori konularında yüksek lisans çalışmalarını tamamlayan Güç Başar Gülle, bir Anadolu gezisinden sonra Osmanlı Türk müziği üzerine çalışmaya karar verdi. Müziğe Haliç Üniversitesi Türk Musikisi Konservatuarı’nda öğretim görevlisi Mutlu Torun’un desteği ile başlayan Gülle yine Torun’un desteği ile Osmanlı Türk müziğine yöneldi.


Güç Başar Gülle albümünü şöyle anlatıyor: “Bu albümde temel aldığım müzikal birim ritimdir. Yapılan müzikolojik çalışmalar gösteriyor ki klasik Osmanlı-Türk müziği bestecisi beste yaparken ritmi bir kalıp olarak görür ve sesi bu kalıba dökerdi. Her ne kadar Osmanlı-Türk müziği kaynaklarından beslenmeye çalışsam da, Klasik Batı müziğinin ve cazın süsleyici etkileri albümde kolaylıkla hissedilmektedir. Armoni kullanımından özellikle kaçındım. Türk müziğinin ihtiyacı olan şeyin Klasik Batı müziğinde ve cazda kullanılan armoni anlayışından çok , kendi dilindeki temel kavramların bugünün anlayış ve ihtiyacıyla tekrar değerlendirilmesi olduğunu düşünmekteyim.”
Osmanlı – Türk müziğinin bambaşka bir bakışla yeniden doğuşuna tanık olmak için ‘İlk Renk’e kulak verin!